Duyusal işlemleme, çevreden ve vücuttan gelen uyaranların (girdi), beyinde işlem görerek kullanılır hale getirildiği süreçtir. Duyusal reseptörler, bilgiyi alır ve merkezi sinir sistemindeki duyusal nöronlar üzerinden beyne gönderir. Beyin ilgili duyusal mesajları çok hızlı bir nörolojik işlemle analiz eder, düzenler, bağlantıları sağlar ve onları bütünleştirir. Vücudumuz da bu analiz edilmiş, düzenlenmiş ve anlam verilmiş (işlem görmüş) bilgiye uygun bir yanıt verir. Duyusal girdinin nasıl işlemlendiğinin anlaşılmasına yardımcı olmak için uzmanlar duyusal işlemlemeyi küçük aşamalara ayırmışlardır. Bu aşamalar duyusal kayıt, duyusal modülasyon ve duyusal yanıt aşamalarıdır. Duyusal kayıt, bir ya da daha fazla duyunun bilinçli ya da bilinçsiz olarak algılanmasıdır, duyusal modülasyon; bir duyusal girdinin algılanmasının işlemlenmeden önce değişmesidir, duyusal yanıt; duyusal girdinin kaydının ve değişiminin entegrasyonu sonucu ortaya çıkan davranıştır. Beyin nöral modülasyon süreci ile uyaranlara uygun yanıt vermek ve iç dengeyi sağlamak için birçok kaynaktan gelen bilgiyi işleme sokar. Wilbarger ve Stackhouse (2002) duyusal modülasyonu, duyusal işlemleme mekanizmaları ile duyuların alınması ve çevresel koşullara uygun bir yanıtın yoğunluğunun, derecesinin ve kalitesinin süreçlenmesi olarak tanımlamışlardır. Yani modülasyon bireyin değişen çevre koşullarına göre kendini ayarlamasına izin vermektedir. Beyin ve vücut, homeostasisi sağlamak için yeni gelen ve süre giden uyaranları değiştirmelidir. Duyusal kayıt aşamasında zorluk yaşayan bir çocuk, harekete veya dokunmaya tepkisiz görünebilir, duyusal uyaranlara gecikmiş yanıt verebilir ya da fazla tepki verebilir. Duyusal modülasyon zorlukları yaşayan bir kişi rutindeki değişikliklerden rahatsız olabilir, dikkati kolay dağılabilir, fazla hareketli olabilir, geçişlerde zorluk yaşar veya çekingen ve içine kapanık davranabilir. Duyusal yanıt ya da entegrasyon zorluklar ise motor planlama güçlüğü, hareketlerde düşük kalite, düşük vücut farkındalığı, vücudun iki yanını koordineli kullanma güçlüklerine yol açabilir.
Duyusal İşlemleme Bozuklukları Ne demektir?
Çevreden ve vücudumuzdan gelen duyuları beynimizin alıp kodlaması, anlam vermesi ve bunun sonucunda bizim uygun tepkiyi vermemiz (davranış/duygu) için tüm duyu sistemlerinin birlikte uyum içinde çalışmaları gerekir. Sistemlerin birindeki sorun diğer sistemlerin işleyişini etkileyebilir ve bir çeşit duyusal sorun ortaya çıkar.
Duyusal işlemleme bozukluğu olan çocuklarda sosyal katılım, öz bakım ve akademik öğrenme süreçlerinde performans düşüklüğü tespit edilmiştir. Bunun için duyusal işlemleme bozukluklarının erken tespit edilmesi ve ergoterapistler tarafından müdahale edilmesi gerekmektedir. Kişi merkezli, etkili tedavi yaklaşımının oluşturulabilmesi için, çocukların duyusal işlemleme ve adaptif davranış farklılıklarını ayrıntılı olarak incelemek gerekir . Okul öncesi çocuklarda duyusal işlemleme bozukluklarını gösteren çalışmalarda farklı değerlendirme araçlarının kullanıldığı görülmektedir.
Otizm Spektrum Bozuklukları ve Duyusal Entegrasyon Sorunları.
Duyusal işlemleme güçlüğünün birlikte görüldüğü rahatsızlılardan biri otizm spektrum bozukluğudur. Otizm, sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinde zorluk ve sınırlı ilgi alanı ve tekrarlayıcı hareketlerle tanımlanan nörolojik bir rahatsızlıktır. Bazı araştırmacılar otizmli bireylerin duyusal uyaranlara normal gelişen bireylerden daha farklı tepki verdiklerini ortaya koymuşlardır. Otizm özelliklerini tanımlayan alan yazında duyusal zorluklar/bozukluklar sıkça yer almıştır.
Bu zorluklar bazı çalışmalarda otizme sahip bireylerin kendileri tarafından da dile getirilmiştir . Yapılan çalışmalar da Otizmde görülen duyusal işlemleme sıklığı %42 ve %88 arasında değişmektedir. Otizmli çocuklar, görme, işitme, dokunma, koku ve tat duyumlarına karşı az duyarlı yani az tepkili ya da aşırı duyarlı yani fazla tepkili olabilirler. Beş duyunun yanı sıra vestibular ve derin duyu duyumlarına karşı da az duyarlı olup tepkisiz kalabilir ve bu tip duyumlara fazla ihtiyaç duyabilir ya da aşırı duyalı olup bu tip duyumlardan kaçınabilirler.Otizmli çocuklarda beş duyu sisteminde, kinestetik ve derin duyu sisteminde farklılık olduğunu gözlemlemişlerdir. Duyusal uyaranlara karşı aşırı ve az duyarlılık ve bu iki durum arasında gidip gelme, sese tepki vermeme gözlenen farklılıklardan bazılarıdır., 3-56 yaş arası otizmli 104 birey ile normal gelişen bireyin duyusal işlemleme davranışlarını karşılaştırmış ve otizmli grubun duyusal işlemleme davranışlarının otizmli olmayan grubun davranışlarından önemli ölçüde farklı olduğunu bulmuştur. Daha ileri yaşlarda otizmli bireylerdeki duyusal işlemleme farklılıklaının azaldığı bulunmuştur.
Otizmli çocuklar da Duyusal bütünleme uygulamalarının temelinde, ailelerin, çocukların davranışlarını ve duyusal özelliklerini anlamalarına yardımcı olmak, ev, okul ve diğer ortamlarda, çocuğun duyusal ihtiyaçlarına uygun düzenlemeler yapmak ve çocuğun duyusal uyaranları daha işlevsel kullanmalarına yardım etmek yer alır.
Duyu bütünleme terapisin de çocuk tarafından aktif olarak seçilen ve kontrol edilen etkinlikler yoluyla, sinir sistemi çevreden gelen bilgiyi daha iyi organize etme ve bütünleştirmeyi öğrenir ve daha üst düzey becerilerin temeli atılmış olur. Uygulamanın hedefleri duyusal işlemlemeyi daha iyi duruma getirerek dikkat ve davranış kontrolünü arttırmak, akademik beceriler, sosyal etkileşim ve bağımsız iş yapabilme için önkoşul becerileri kazandırmaktır.
Peki autism dubai’de Duyu Bütünleme Teorisi Nedir?
Duyusal Bütünleme(Entegrasyonu), duyusal işlemlemenin anahtar noktasıdır. Duyusal entegrasyon (duyu bütünlemesi olarak da kullanılır) terimi, duyusal verinin, her bir duyu sisteminde ve farklı duyu sistemleri arasında düzenlendiği merkezi sinir sistemi işlevini ifade eder.
Duyusal Bütünleme teorisi ve tedavisi Ergoterapist Dr. A. Jean Ayres tarafından öğrenme ve sinir sistemi işleveri arasındaki bazı bağlantıları anlama ve açıklama çabası sonucunda 1960’larda geliştirilmiştir (Ganz, 2005). A. Jean Ayres, nörolojik rahatsızlıklara sahip çocuk ve yetişkinlerle çalışırken, hastalarının yaşadığı fiziksel güçlüklerin yanı sıra okul, ev ve toplumsal hayat gibi yaşamlarının tüm alanlarını etkileyen dikkat ve öğrenme güçlükleri de çektiklerini fark etmiştir. Bunun sonucunda Dr. Ayres, dikkatini bilinen sebeplere bağlanamayan öğrenme güçlüğü ve davranış problemi gösteren çocuklara yöneltmiştir. Dr. Ayres’e göre bu sorunların altında yatan sebepleri anlamak için duyuların beyinde nasıl işlem gördüğünün anlaşılması gerekmektedir .
Autism Dubai
Duyu bütünleme eğitim modüllerimizden birisidir. Ergoterapi/Fizyoterapistlerin nöroplastisiteyi kullanarak duyu bütünleme sağlamak için sinir sisteminin yapılanmasını destekler. Duyular sinir sisteminin besinidir; beynin gelişmesi ve sonrasında işlev görebilmesi için sürekli bir duyusal girdi çeşitliliğine ihtiyacı vardır. Duyular vücudumuz ve çevremizle ilgili bize sürekli bilgi verir. Duyu bütünleme; duyuların adaptif yanıt oluşturabilmek için organize olmasıdır. Bu beynin bilinç dışı yaptığı bir işlemdir. Duyu bütünleme öğrenme ve davranışların temelini teşkil eder
Duyusal bütünlewme gelişimi bir binanın inşasına benzetilebilir. Önce bir yapının temelleri atılır, sonra birinci kat, ikinci, üçüncü ve dördüncü katlar inşa edilir. Duyusal bütünlemenin yapılanması da aynı şekildedir (Özlü- Fazlıoğlu, 2004). Ayres’in en temel fikirlerinden biri, erken gelişen vücut temelli duyuların (taktil, vestibular ve proprioseptif) daha geç gelişen görme ve işitme sistemleri için bir temel oluşturduğu fikridir. Nörobiyolojik ve gelişimsel araştırmalarının sentezi sonucunda Ayres, taktil, vestibular ve derin duyu sistemlerinin gelişimi ve entegrasyonunun vücut şeması, nesne kavramları ve vücut temelli mekansal çevre algısının oluşumuna olanak sağladığını varsaymıştır. Bu temel işlevler en sonunda otomatikleşir ve daha karmaşık görsel ve işitsel işlevler için zemin oluşturur.
Beyne giden elektrik enerjisi akımına duyusal girdi denir. Omurga, beyin sapı, serebellum ve sererbral yarı küreler, alıcılardan gelen duyusal girdileri farkındalık algı ve bilgi üretmek için ve hareketleri duyguları ve düşünceleri planlamak ve koordine etmek için kullanır. Sinir sisteminin %80’inden fazlası duyusal girdiyi işlemleme ve düzenleme ile ilgilidir. Duyusal işlemleme son derece karmaşık bir süreçtir. Bu süreç beyinde bir ileti üretir ve motor nöronlar bu iletiyi vücuda taşır. Her kasta birçok motor nöron bulunur ve motor nöronlardaki elektrik sinyalleri kasların hareket etmesini sağlar. Kafayı çevirip bir şeye bakmak veya yer değiştirmek için birçok kas hareketi gerekmektedir. Kas hareketlerinin uyumlu ve verimli olması için beyin etkinliklerinin iyi düzenlenmiş olması gerekir. Duyusal entegrasyon, duyusal girdinin düzenlenme sürecidir. Bu sayede beyin işlevsel bir yanıt ve işlevsel algılar, duygular ve düşünceler üretir. Duyusal entegrasyon, duyusal bilgiyi ayırt eder, sıraya koyar ve tüm bir beyin işlevi oluşturmak üzere bir araya getirir. Nöral sinyaller, duyusal deneyim oluşturmak için iki veya daha fazla sinir hücresinden geçmelidir. İşlev daha karmaşık oldukça iletiyi göndermek için daha çok nöron devreye girer. Sinapslar nöronların elektrokimyasal bağlantı kurdukları yerlerdir. Sinyalleri bir nörondan diğerine taşıyan köprü görevi görürler. Nöronların fiziksel yapısı, erken çocukluktan sonra pek değişmez ama sinapsların nöral sinyalleri iletme becerisi değişir. Bu değişimler, öğrenmenin temelini oluşturur. Nöronlar bağlantı oluşturmak için uyarılmak zorundadır. Bir duyusal sistemin gelişmesi için alıcılarını harekete geçirecek deneyimlerle karşılaşması gerekmektedir.
Değerlendirmede Kullanılan Ölçek ve Testler
Duyu bütünleme fonksiyonlarını değerlendirmek için bir çok farklı kanıta dayalı ölçek ve testler kullanılmıştır.Çalışmada kullanılan ölçekler duyusal tepkisellik güçlüklerini ve buna bağlı davranışsal sonuçları değerlendirmede en yaygın kullanılan ölçek olan DP-2 ve duyusal algı ve praksi becerileri alanında soruları olan DİÖ’dür. Ayrıca DBPT kullanılarak vaka duyusal algı ve praksi becerileri açısından da kapsamlı bir şekilde değerlendirilir. Değerlendirmeler eğitimli ve tecrübeli, ergoterapist / fizyoterapist tarafından değerlendirilir.
Müdahale(Çalışma programı)
Müdahale programı Duyu birimi tarafından geliştirilen klinik uygulama rehberinin temelini
oluşturan Ayres çalışma metodu kullanılarak planlanmıştır. Kapsamlı değerlendirmeler sonucunda oluşturulan
hipotezlere dayalı bir müdahale programı çizilir. Duyu Bütünleme müdahalesi çocuğun ihtiyaçına göre belirlenerek haftalık seans programı çıkarılır. 45 dakikalık seanslar şeklinde Duyu Bütünleme Terorisi konusunda eğitimli bir terapisti tarafından
uygulanır.